İltihabi Bağırsak Hastalıkları ve Tedavisi

İltihabi bağırsak hastalığı nedir?

İltihabi (inflamatuar) bağırsak hastalıkları sindirim sistemi kanalının kronik iltihabı ile karakterizedir ve en sık iki nedeni Crohn Hastalığı ve Ülseratif Kolittir. Bu iki hastalık birbirine benzediği için iltihabi bağırsak hastalığı adı altında toplanmıştır. Hastalığın görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişse de yaklaşık olarak 50-60/100 000 dir. Batı toplumlarında daha sık görülür. En sık 20-40 yaşlarında başlar ama 55-65 yaşlarında da ortaya çıkabilir.

Her iki hastalık da alevlenmeler ve yatışmalar ile seyreder. Hastalığın alevlenme döneminde sindirim kanalında tutulan alan ödemli, şiş ve kızarıktır. Hastalığa ait belirtiler bu dönemde görülür. Alevlenme dönemini takiben oluşan sessiz dönemde hastalık kısmen yatışmıştır ve şikayet yoktur.

Ülseratif kolit sindirim kanalında sadece kalın bağırsağı ve rektumu tutar. Rektum tutulumu hemen daima vardır. Hastaların dörtte birinde hastalık sadece rektum tutulumuyla sınırlıdır. Kalın bağırsağın tamamının etkilenmesi (pankolit) hastaların %10 unda görülür. Tutulum miktarı hastalığın şiddeti ile orantılıdır.

Crohn hastalığı ağızdan anüse kadar, sindirim kanalının herhangi bir bölümünü tutabilir, ama ince bağırsaklar (duedonum, jejunum,ileum) ve anüs çevresi genelde tutulur.

Sindirim sistemi...

Normalde vücut dış ortamdan tamamiyle yalıtılmıştır ve sterildir. Sadece üç sistemle dış etkenlerle direkt temas vardır. Deri, solunum sistemi ve sindirim sistemi. Bu üç sistemde de dış etkenlere maruz kaldığından vücuda zararlı maddelerin girmesini engeleyecek ve kendini koruyacak mekanizmalara sahiptir. Konumuz sindirim sistemi olduğuna göre bu konuyu daha ayrıntılı anlatalım.

Sindirim sistemi ağızdan anüse kadar bir tünel olarak düşünebiliriz. Ağızdan aldığımız besinler yemek borusuyla mideye iletilir. Burada mide asidi ve bazı enzimlerle parçalandıktan sonra ince bağırsağa geçer. Pankreastan ve ince bağırsaktan salınan sindirim enzimleri ile besinler en küçük yapı taşlarına ayrılır ve çoğu ince bağırsaktan emilir. İnce bağırsaktan kalın bağırsağa doğru gittikçe emilmeyen kısım posa olarak atılır.

Sindirim sisteminde bazı alanlar steril değildir. Normal mikrobiyal flora, sağlıklı insan vücudunda, zarar vermeden denge içinde yaşayan mikroorganizma topluluklarına denir. Örneğin ağzın ve kalın bağırsağın kendi florası vardır.

Sindirim sistemi dış ortamla iç ortam arasında bariyer oluşturur. Zararlı maddelerin kana geçmesini engeller. Sindirim sistemi hücrelerin özellikle bağırsak hücrelerinin müthiş bir yenilenme kapasitesi vardır.

Bazı enfeksiyonlar, kimyasallar, ilaçlar nedeniyle bağırsakların iç duvarının zedelenmesi karın ağrısı ve ishale neden olabilir. Ayrıca emilim için gerekli olan bağırsak iç yüzeyi zedelendiği için emilim bozukluğuna yol açar.

İltihap nedir?

İltihap, bizi enfeksiyonlardan ve diğer dış etkenlerden koruyan bağışıklık sisteminin bir cevabıdır. Buradan da anlayacağımız gibi iltihap normalde kötü birşey değildir, aksine savunmanın bir parçasıdır, ama vücut zararsız maddelere karşı da aynı etkiyi gösterir, veya başlattığı iltihabı durduramaz ve kontrolsüz devam ederse kendisi hastalığa neden olabilir ve can sıkıcı belirtilere yol açabilir. Sindirim kanalı iltihaplandığında doku şişer, kızarır ve kalınlaşır. Ağrılı yaralar (ülserler) oluşabilir ve bu yaralar kanayabilir.

Neden olur?

İltihabi barsak hastalıklarının nedeni tam olarak bilinmiyor. İltihabi bağırsak hastalığının gelişiminde genetik, çevresel, enfeksiyöz, immunolojik (bağışıklık sistemiyle ilgili) ve psikolojik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Hastaların %20-30 unun ailesinde veya akrabalarında bu hastalık vardır.

Bilinmeyen bir faktör veya bu faktörlerin birleşmesi sonucu bağışıklık sistemi tetikleniyor ve bağırsak duvarında kontrolsüz giden iltihabi bir reaksiyon başlatıyor. İltihabi reaksiyon sonucu bağırsak duvarı hasar görüyo ve kanlı ishale, karın ağrısına sebep oluyor.

Hastalığın gelişmesi için genetik hassasiyet ya da yatkınlığı olan bir kişide enfeksiyoz ajanlar, diğer antijenler veya otoimmun bir süreç sonucu bağışıklık sistemini tetiklenir. Bağırsaklar sürekli dış etkenlere maruz kaldığından son zamanlarda bağışıklık sisteminin harekete geçmesinden çok başlattığı süreci durdurmasındaki yetersizliğin neden olabileceği düşünülmektedir.

Belirtileri nelerdir?

İltihabi bağırsak hastalıkları kronik bir hastalık olduğundan alevlenmeler ve sessiz dönemlerler seyreder. Belirtiler hafif veya şiddetli olabilir ve tutulan bölgeye göre farklı belirtiler görülebilir. Alevlenmelere duygusal stres, enfeksiyonlar veya diğer akut hastalıklar, hamilelik, antibiyotik kullanımı ya da kullanılmakta olan steroid ve antienflamatuar ilaçların aniden kesilmesi neden olabilir.

Hastalığın aktif döneminde görülebilecek belirtiler şunlardır:

  • Karın ağrısı:Kramplar şeklinde olabilir. Bazen akut apandisiti taklit bile edebilir.
  • Kanlı ishal: Ülseratif kolitte daha sık görülür.
  • Dışkıda sümük benzeri akıntı (mukus) olması: İltihabi süreçten dolayı oluşan mukus dışkıda görülebilir.
  • Sürekli tuvalete gitme isteği: Rektumdaki iltihap nedeniyle olur.
  • İltihabın derecesi arttıkça sistemik belirtiler ortaya çıkar, yani ateş, terleme, halsizlik, bulantı, kusma, eklem ağrıları.
  • Kilo kaybı: Özellikle Crohn hastalığında belirgindir, çünkü ince bağırsak tutulumu emilim bozukluğuna yol açar.
  • İştahsızlık:.
  • Kansızlık: Hem bağırsaklardaki kanama nedeniyle, hem de kan üretimi için gerekli olan demir ve B12 vitamininn emilim bozukluğundan olabilir
  • Hastaların %10-20 si hastalığın bağırsak dışı tutulumuyla kendini göseterir.(artrit, üveit, karaciğer hastalığı)
  • İltihabi bağırsak hastalıkları nadir de olsa çocuklarda da görüebilir ve büyüme gelişme geriliğine sebep olabilir.

Komplikasyonları (hastalığa bağlı oluşabilecek sorunlar)

  • Ülserlerden oluşan yaygın kanama
  • Yapışıklıklar ve buna bağlı tıkanmalar: Crohn hastalığında iltihabi sürece bağlı yapışıklıklar olabilir ve tedaviyle düzelebilir. Bazen bu yapışıkların açılması için endoskopik veya cerrahi girişim gerekebilir.
  • Fistüller:Fistül, vücutta iki yer arasında normalde olmaması gereken anormal yoldur. İltihabi süreç sonucu gelişir. Crohn hastalığı olanların yarısında perianal fistül, fissür (yarık), abse görülebilir . İlaç tedavisine cevabı çok iyi değildir genelde cerrahi girişim gerektirir ve tekrarlama eğilimdedir.
  • Toksik megakolon: bağırsakların bir tıkanma olmamasına rağmen akut olarak genişlemesidir. Ülseratif kolitin tehlikeli bir komplikasyonudur ve acil cerrahi tedavi gerektirir. Nadir görülür.
  • Habaset: Kolon kanseri riski topluma göre daha yüksek görülür. Hastalığın süresi ve tutulum miktarı ile ilgilidir. Özellikle ülseratif kolitte hastalığın ileri dönemlerinde kolon kanseri riski artar. Bu nedenle ülseratif kolit hastalarına hastalığın başlangıcından 10 yıl sonra yılda veya iki yılda bir kolonoskopi ile takibi önerilir.

Hastalığın bağırsak dışı tutulumu var mıdır?

Hastaların %20 sinde bağırsak dışında tutulumlar olabilir.

Eklem tutulumu (artrit): Genelde gezici ve tek eklemi tutan eklemde şişlik, ağrı, kızarıklık olabilir.

Göz tutulumu: Gözde yanma, ağrı, kızarıklık görülebilir. Hastalığın alevlenme dönemlerine paralel seyreder. Tedaviye cevap verir. Ayrıca kronik steroid(kortizon)kullanımına bağlı katarakt da görülebilir.

Cilt tutulumu: Kol ve bacaklarda cilt altında kabarık, sert, kızarık, ağrılı nodüller olabilir. Ağızda aft bu hastalarda daha sık görülür.

Diğer: Hastalığın seyrinden aktivitesinden bağımsız olarak karaciğerde yağlanma, karaciğerde ve safra yoolarında iltihaplanma, safra kesesinde ve böbrekte taş görülebilir.

Nasıl teşhis edilir?

Teşhiste hastanın hikayesi önemlidir. Alevlenmeler ve yatışmalarla süregiden karın ağrısı, ishal, ateş iltihabi bağırsak hastalıklarını düşündürür. Aşağıdaki testler ve görüntüleme yöntemleri tanıya götürür.

Dışkı incelemesi: İshalin viral, bakteriyel ve parazitik nedenlerinden ayırmak nedeniyle yapılır.

Dışkıda gizli kan:Kanamanın az olduğu ve dışkıda gözle görünemeyecek kadar az kanın saptanmasında kullanılır.

Tam kan sayımı

Sedimantasyon:Vücuttki iltihabi süreci gösterir.

Baryumlu Film: Baryum içirildikten sonra röntgen çekilir. Baryum sindirim sisteminin yüzeyini kapladığından hastalığa ait tipik bulgular bu şekilde gözükebilir.

Endoskopi: Üst sindirim kanalı endoskopisi: Ucunda ışık ve kamera olan, ince ve esnek tübün ağızdan sokulması ile yemek borusu mide ve duedonum(ince bağırsağın ilk kısmı) görülebilir. Aynı zamanda biyopsi alınabilir ve dokular patolojide incelenir.

Kolonoskopi: Tüm kalın barsağın (kolonun) görüntülenmesini sağlar.

Sigmoidoskopi: Kalın bağırsağın son 1/3 lük kısmının görülmesini sağlar.

İltihabi bağırsak hastalıklarında beslenme

Ülseratif koliti veya Crohn hastalarının çoğu normal veya normale yakın yerler ve bir şikayeti olmaz. Ama bir kısmında bazı besinler dokunabilir ve ishale neden olabilir. Örneğin süt, hastaların bazılarında tam emilemez, ishal, şişkinlik gaz gibi şikayetlere neden olabilir. Bazı hastalarda ise diyetteki yağ, hastalık nedeniyle ince bağırsaklardan yağ emilimi bozulduğu için ishale neden olablir. Önemli olan hastanın kendisine dokunduğunu farkkettiği besinlerin miktarın azaltması ya da diyetten çıkarması gerekir.

İltihabi bağırsak hastalıklarında rektumun tutulması (kalın bağırsağın son kısmı) hastada sürekli tuvalete gitme isteği ve tuvaleten sonra tam rahatlamamaya neden olabilir. Bunun diyetle bir ilgisi yoktur. Bazı yaşlı hastalarda ise rektumda spazm olduğundan kabızlık olabilir. Bu hastalar dışkının kıvamını yumuşatmak için diyetlerinde lifli gıdaları arttırmaları yeterli olabilir.

İltihabi bağırsak hastalıklarının alevlenme ve yatışma dönemleri olduğundan bahsetmişitk. Alevlenme dönemlerinde, normal insanlarda bile aşırı alındığında ishale neden olabilecek meyve ve sebzelerin ve diyetteki yağ içeriğinin kısıtlanması faydalı olacaktır. İshal sırasında kaybedilen su ve tuzun alınması önemlidir. Eğer bulantı, kusma da eşlik ediyor ve hasta ağızdan birşey alamıyorsa mutlaka doktora gitmeli ve sıvı, mineral kayıpları damardan verilmelidir.

Tedavi..

İlaç tedavisi: Amaç anormal iltihabi süreci baskılamaktır. Bu sayede bağırsak dokusu iyileşir ve karın ağrısı, ishal gibi belirtiler ortadan kalkar. Belirtiler kontrol altına alındıktan sonra ilaç tedavisinin amacı alevlenme sıklığını azaltmaktır.

İlaç tedavisi basamak basamak uygulanır. Önce yan etkisi en hafif olan ilaçlar denenir. Eğer etkisiz kalırsa bir üst basamağa geçilir.

Aminosalisilatlar(sulfasalazin) ve semptomatik ajanlar (ishal ilaçları, spazm çözücü ilaçler vs..) birinci basamak ilaçlardır. Bir grup antibiyotik de birinci basamak tedavi olarak Crohn hastalığında kullanılabilir.

Kortikosteroidler (kortizon) ikinci basam ilaçlardır. Belirtilerin hızla düzelmesini ve iltihabın önemli ölçüde azalmasını sağlar. Uzun kullanımında ciddi yan etkileri olduğu için birinci basamak ilaçlar etkisiz kaldığında ve mümkün oldukça kısa dönemlerde kullanılır.

Bağışıklı sisteminin cevabını değiştiren ilaçlar üçüncü basamak ilaçlardır. Kortkosteroid etkisiz kaldığında veya uzun süre kullanımından kaçınnmak için kullanılır. Etkisi 2-3 ayda ortaya çıktığı için alevlenmelerde kullanılmaz.

Dördüncü basamak ilaçlar da halen deney aşamasında olan ilaçlardır.

Cerrahi tedavi:

Hastalığın komplikasyonları ameliyat gerektirebilir. Ülseratif kolit sadece kalın bağırsağı tuttuğu için kalın bağırsağın tamamının çıkarılması ile tedavi olabilir.

Crohn hastalığında ise sindirim kanalının herhangi bir bölümü tutulabildiği için kkalın bağırsağın çıkartlması şifa sağlamaz. Yalnız hastalık seyrinde oluşabilecek yapışıklıklar, buna bağlı tıkanmalar, fistül ve abseler için ameliyat gerekbilir.

Akupunktur ve iltihaplı bağırsak hastalıklarının tedavisi

Akupunktur tedavisi sonrası iltihabi bağırsak olan hastalarımızda alevlenmelerin daha az olduğunu ve daha çabuk geçtiğini gözlemledik. Hastalık kontrol altına alındıkça kullanmakta olduğu ilaçların dozunu azaltıyor bazen de ilaçsız takip edebiliyoruz.

Sürekli söylediğimiz birşeyi tekrar hatırlatmakta fayda var: Akupunktur hastayı bir bütün olarak tedavi eder. İltihabi bağırsak hastalıklarında da alevlenmelerin sıklığını ve şiddetini azaltan etkilerini şu şekilde açıklayabiliriz:

  • Akupunktur vücudun bağışıklık sistemini dengeler, vücudun direncini anttırır. Böylece hasta alevlenmeleri tetikleyebilecek bir enfeksiyona daha az yakalanıyor. Daha az enfeksiyon demek daha az rahatsızlık demektir.
  • Beyinde endorfin ve serotonin gibi maddelerin salgılanmasını uyarır. Böylece stres , depresyon gibi durumların ortaya çıkmasını önlüyor veya kontrol altına alıyor.. Yukarıda bahsettiğimiz gibi stres de alevlenmeye neden olabilen etkenlerden birisi.
  • Vücudun kendi steroidini salgılanması uyarıyor. Steroidin iltihabın etkilerini azaltıcı ve baskılayıcı etkisi vardır.
  • Akupunkturun analjezik yani ağrı kesici etkisi vardır. Salınımını uyardığı endorfin ve enkefalinler bu etkiden kısmen sorumludur.
  • Bağırsağın kendi iç ve dış cidarının kanlanmasına ve beslenmesine sebep olur.
  • Bağırsak boşaltım görevini daha sağlıklı yerine getirir.
  • Sindirim sistemini düzenler.
  • Karaciğer ve böbrekleri uyararak vücuttaki toksinlerin atılmasını hızlandırır.