Bedensel ve Zihinsel Engelli Çocuklara Akupunktur ve Lazer Tedavisi

Gözden Kaçan Hayati Bir Gerçek

Biliyorsunuz ki hayatımızda, binlerce rahatsızlık ve onlarca tedavi yöntemi var.
Çeşit çeşit ilaçlar, irili ufaklı müdahaleler, akıl almaz ameliyatlar falan.
Hepsi insanı sağlığına kavuşturmak için…
Hem de bu insanlar bedensel ve zihinsel engelli olmadığı halde.
Bedensel ve zihinsel engel olunca ne oluyor ki mi diyorsunuz?
Hemen söyleyelim.
Engelli oluşları ön plana çıkıyor. O kadar öne çıkıyor ki bunların diğer sağlık sorunları olabileceği kimsenin hatırına gelmiyor.
Peki, ne oluyor?
Ne olacak, hayatta hemen her şeyi engellileri unutarak normal insanlara göre düzenleyen anlayış maalesef sağlık hizmeti konusunda da engelliyi unutuyor.
Efendim, insanlar hayatın belirli dönemlerinde belirli sebeplerle hasta olabilirler.
Hastalandıklarında da tıbbi tedavilere yönelirler.
Bu arada belirtmek gerekirse günümüzde alternatif tedaviler revaçtadır. Hele akupunktur tedavisi artık ülkemizde herkesin kabullendiği en önemli yöntemlerden biridir.
İyi güzel de, bedensel veya zihinsel engelli çocuklar hiç hasta olmazlar mı?
Ya da onların rahatsızlığı sadece engelli oluşları mıdır?
Bedensel ve zihinsel engelli bir çocuğun ya da kimsenin engelinden başka herhangi bir sağlık sorunu olamaz mı?
Yoksa bu çocuklara rehabilitasyon hizmeti verilmesini kabul eden yetkililer, çocukların diğer sağlık sorunlarını yoksa “sorun” olarak mı görmüyor?
Yoksa bu konuda gözden kaçan ya da kaçırılan bir şey mi var?
Çünkü günümüzde normal insan rahatsızlandığında ona tanınan tedavi hakları, engelli çocuklar için nedense akla getirilmiyor.
Adeta deniliyor ki, siz bu çocukların zihinsel engeline (eğitim ve rehabilitasyon ile vb.) çözüm bulun, yeter.
Ama görülüyor ki yıllardan beri binlerce merkezde yapılan mevcut eğitimler bu çocukların tedavisinde sonuç almaya yetmiyor.
Çünkü bu çocukların diğer sağlık sorunlarının da tedavi edilmesi gerekiyor…

Zihinsel Engellinin Sağlık Sorunu da Düşünülmeli

Akla şöyle bir soru gelebilir.
Zihinsel engellilerde ne gibi sağlık sorunları olabilir ki?
Konuya kurumsal ve kavramsal açıdan değil de bilimsel açıdan bakıldığında görülecektir ki bu çocukların zihinsel engelleri başlı başına bir sorun olmakla birlikte, bu engeli tetikleyen veya körükleyen onlarca sağlık sorunu vardır.
Engelli de olsa onlar birer insandır. Onların bünyesinin de rahatsızlıklar karşısında yıkılmaması için şu temel özelliklerinin sağlam olması gerekmektedir:
*Boyun omurgası ve genel omurga yapısının bozuk olmaması.
*Bağışıklık sisteminin güçlü olması.
*Alerjik problemlerinin olmaması.
*Sindirim sisteminin ve bağırsaklarının sağlıklı çalışması.
*Kulak Burun Boğaz sisteminde rahatsızlık olmaması. Kaldı ki bu çocukların birçoğunda seröz otitis media (ortakulak iltihabı) vardır.
Yine hangi türde olursa olsun özürlü çocuklarımızın genelde bu temel esaslarda problem yaşadığını biliyoruz.
Kurumsal anlamda, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alan fiziksel ve zihinsel engelli çocuklarımızın müfredat gereği uygulanan eğitimleriyle birlikte her birinin sağlık takipleri de yapılmalıdır.
Yaklaşık on beş yıllık klinik tecrübe sonucunda diyoruz ki:
Bu konuda da bir an önce uygun bir altyapı kurulmalıdır. Bu çocukların rehabilitasyonu için kendilerini geliştirebilmeleri için, yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabilmesi için bu olmazsa olmaz bir zorunluluktur.
Rehabilitasyon eğitimi sağlık hizmetiyle birlikte yapılmalıdır.

Ülkemizde Uygulanan Yöntem Nedir?

Ülkemizde fiziksel ve zihinsel engellilere yönelik eğitim hizmetinin çerçevesi 5378 sayılı özürlüler kanunuyla belirlenmiştir.
Maalesef bu belirlenen yasada rehabilitasyon ve eğitim hizmeti verilen çocukların sağlık sorunlarına göre herhangi bir düzenleme yoktur.
Dolayısıyla özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim hizmeti alan çocukların sağlık sorunları bu merkezlerin sorumluluğunda değildir.
Bu tür yakını olup da sağlık sorunu yaşayan ailelerin çoğunluğu bu durumun farkında bile değildir.
Farkında olan ve çocuğunun sağlık sorunu için özel bir çaba gösteren bilinçli bir kesim ise imkânı dâhilinde ya devlet hastanelerinden veya özel hastanelerden sağlık hizmeti almaya çalışmaktadır.
Ama bütün bu gayrete rağmen bu çocukların sağlık sorunlarına kalıcı bir çözüm sunabilmek böylesi bireysel girişimlerle mümkün değildir.
Çünkü bu tür hastaların, rehabilitasyon eğitiminde olduğu gibi sağlık sorunlarının tedavisinde de sürekli takibi gerekir.
Çünkü bu çocuklar zaten engelli çocuklardır. Aksi takdirde uygulanan tedavinin sonuçları hakkında bilgi sahibi olmak zordur.
Dolayısıyla hastayı 6 ayda veya yılda bir gören hekimin mevcut şartlarda bırakın bu çocukların sağlık sorunlarını takip etmesini kim olduğunu hatırlaması bile zordur.
Dolayısıyla bu hastalar için mevcut devlet hastanelerinde veya SSK hastanelerinde yeteri derecede tedavi sunulamaz.
Doktor üç ayda beş ayda bir iğne ilaç yazdığı çocuğu yeteri kadar tanıyamaz. Takip etmeye kalkışılsa bu da mevcut şartlarda mümkün değildir.
Netice itibariyle bu rahatsızlıklara karşı tıbbi takip ve tedavi hizmetleri de sağlık bakanlığının milli eğitim bakanlığın ile ortaklaşa yapacağı çalışma ile yine özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde yapılmalıdır. Tıbbi hizmetlerin de ödemesi sağlık bakanlığı tarafından yapılmalıdır.
Bu anlamda bu merkezlerde gerekli sağlık personellerinin de istihdamı teşvik edilmelidir.
Zaten yapmış olduğumuz pilot çalışmamızın amacı da budur. Fiziksel ve zihinsel engelli çocuklara eğitim ve sağlık hizmetlerinin birlikte aynı merkezde sunulmasıdır. Ancak bu şekilde sunulan bir hizmetten en üst seviyede başarı beklenebilir. Bunun dışındaki mevcut sistem çalışmaları iyi niyetli olarak yapılmak ile birlikte, sosyal devlet olarak rutinleri yapmış olmaktan öteye varamamaktadır. Bu şekilde 4 ayağı da yere basan bir sistem ortaya konulur ise inanın ki, istismarcıların da önüne kolaylıkla geçilmiş olacaktır. Çünkü bu şekilde kollektif olarak sunulan hizmet biriminde görevini tam yapmayan veya suistimale uğratan doğal olarak elenecektir.

Eğitim Merkezlerinde Şimdiki Uygulamada Sonuç Alınıyor mu?

On beş yıllık klinik tecrübemiz ve her iki yöntemi de bilen bir kuruluş olarak klasik eğitim ve rehabilitasyon yönteminin çocuklarda arzu edilen sonuçları elde etmeye kafi gelmediğini biliyoruz.
Çünkü çocukların rehabilitasyonu demek onlara sadece bir takım egzersizlerin öğretilmeye çalışılması veya uygulanması demek değildir. Vücudu bir bütün olarak tedavi etmek demektir.
Örneğin, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti alan bir çocuk bu havale geçirdiği zaman, çocuğun beyin fonksiyonları haliyle gerilemekte ve sonuç itibari ile alınan tüm eğitim boşa gidebilmektedir.
Kimi zaman rahatsızlığın ortadan kaldırılması için ilaç ve antibiyotik yüklemesi de yapılmaktadır.
Bu ilaçlar rahatsızlığı baskı altına almakta ama bununla birlikte bünyenin zaten sınırda bulunan bağışıklık sistemini hepten yıkmakta ve çocuğun sağlık sorunu işin içinden çıkılmayan hale dönüşmektedir.
Bu tip sağlık sorunlarının sık sık nüks etmesi rehabilitasyon ve eğitim sürecini de olumsuz etkileyerek, bedensel ve zihinsel olarak elde edilen gelişmeler maalesef kaybedilmektedir.
Yine örneğin, sık sık havale (nöbet) geçiren çocukların birçoğunda bağırsak problemi, sinüs problemi, beyin oksijen ve kan dolaşımında yetersizlik vb. vardır. Çünkü beyin oksijenlenmesi ve kan dolaşımı yeterli sağlanamadığında bağırsak seratonin salgılamadığı için çocuğun stresi vücuttan atma imkânı yoktur. Böylece stres birikir birikir ve bir süre sonra taşar. Bu taşma anına nöbet geçirme deriz.
Yine örneğin, bağışıklık sistemi zayıf olan bir çocuk sık sık ateşli enfeksiyon geçirir.
Bize gelen çocuklarda bu ve benzeri rahatsızlıklara şahit olduğumuz gibi kiminin sinüslerinin dolu olduğunu, kiminin omurga yapısında bozukluk olduğunu, kiminin bağırsak problemi olduğunu, kabızlık yaşadığını, alerjik sorunları olduğunu vs. gözlemlemekteyiz.
Böylesi durumlarda, çocuktan baş ağrısı eksik olmaz.
Dikkati dağınık olur.
Öğrenme güçlüğü yaşar.
Eğitime motive olamaz.
Omurga bozukluğu sebebiyle beyne yeteri derecede oksijen ve kan gitmez.
Bedensel gelişimi geri kalır.
Beynin Dominant ve nondominant (Sağ-sol bölgeleri)lopları yeteri derecede kan ve oksijen alamaz.
Kognitif problemleri aşmak çok zorlaşır.
Bağırsak problemi ve kabızlık varsa vücutta stres birikir.
Çocuklar cansız, yorgun, neşesiz ve stresli olurlar.
Genel enerjileri sürekli düşük olur veya aşırı hiperaktif olurlar.
Bağışıklık sistemi bozuksa alerjiye karşı direnç gösteremez.
Sık sık kulak burun boğaz yolları şikayetleri olur.
Böyle bir çocuk en ufak bir rahatsızlıkta tamamen geriye düşebilmektedir.
Dolayısıyla bu çocukların bu tür sağlık sorunlarına, çözüm sunulmaz ise bu çocukların nörogelişimsel seviyeleri, mental gelişimleri, bedensel gelişimleri eksik kalmaktadır.

Biz diyoruz ki

Bu çocuklara, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmeti verilirken, tedavi edilmesi gereken sağlık sorunu olan çocuk grubuna gereken tıbbı tedavinin de verilmesi gerekmektedir.
Bu tedavinin sadece ve yalnızca bilinen medikal tıp olması bile soruna tam anlamıyla çözüm sunamaz.
Gerektiğinde akupunktur ve lazer akupunkturu tedavisi de uygulanabilmeli, gerekirse diğer alternatif tedavilerden de (bitkisel yağlarla yapılan masajlar,tai chi, refleksolofi, karyoprakti, manipulasyon, osteopat, kraniosacral terapi vs...) yararlanılabilmelidir.
Çocuklar için sağlık sorununa karşı kurum içerisinde aile hekimliği modeli uygulanmalı böylece bu çocukların doğumdan itibaren takibinin yapılması gerekmektedir.
Aile hekimliği şu an ve ileride oluşabilecek bir rahatsızlığın takibinde tedaviyi uygulayacak hekimin müracaat edeceği ön bilgi oluşturulması bakımından çok önemlidir.

Niçin Bu Kadar İddialıyız

Çünkü biz bu çalışmayı Özel Maraş Akupunktur Polikliniğimizde 1997 yılından beri AR-GE çalışması kapsamında yapmaktayız.
Çocuklardaki yüz güldürücü gelişimi ve ailelerin memnuniyetini gözlemlemekteyiz.
2006 yılından beri de Maraş Akupunktur Polikliniğine bağlı Çamlıca’daki Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde eğitim ve rehabilitasyon hizmeti alan çocuklarımıza ayrıca yine Maraş Akupunktur Merkezimizde çocuk doktoru ve aile hekimi tarafından tıbbi takip ve muayene yapılmaktadır. Ayrıca, özel eğitim verehabilitasyon hizmeti verdiğimiz çocuklarımıza ücretsiz akupunktur ve lazer akupunkturu tedavisi de uygulamaktayız.
Şimdiye kadar ailelerden aldığımız geri dönüşüm memnuniyet vericidir. Aileler çocukların gelişmelerinden memnundur. Sistemimizde memnundur.
Tabii hepsinin genel arzusu bu hizmetin diğer rehabilitasyon merkezlerinde de uygulanması.
Şu an sadece bizim merkezimizde rehabilitasyon hizmeti gören çocuklar bu sağlık hizmetinden de istifade edebilmektedir.
Bu ekstra sağlık hizmetinin maliyetini de halen polikliniğimiz üstlenmektedir.
Yapmış olduğumuz pilot çalışmamızın kısa zamanda tüm merkezlere yayılmasını hedeflemekteyiz. Bu da ancak Sağlık Bakanlığının desteklemesi ile sağlanabilir.

Nasıl Bir Tedavi Uyguluyoruz?

Şunu da belirtelim ki biz diğer kurumlarda çocuklarla ilgilenilmiyor gibi bir iddiada değiliz.
Aksine iyi niyetle hizmet veren tüm rehabilitasyon merkezi çalışanlarını yürekten kutlamak gerekiyor.
Biz farklı olarak zihinsel ve bedensel engelli çocukların eğitim ve rehabilitasyonunun, gerektiğinde tıbbi tedaviyle birlikte yapılmaya çalışılmasından yana olduğumuzu ve bu uygulamayı kendi merkezimizde yaptığımızı belirtiyoruz.
Şunu da belirtelim ki; sağlıkta çok ileri sayılan Batılı ülkelerde bile tıbbi tedavi destekli rehabilitasyon hizmeti yeteri derecede değil.
Çünkü bu tür çocukları olan aileler iyi bilir ki, nörolojik, spastik ve genetik hastalıkların tedavisinde günümüz tıbbı halen bir çıkmazın içindedir.
Bu tür vakalar değerlendirilirken gözden kaçırılmaması gereken husus, hastaların genel bağışıklık sistemleri ve bünyelerinin allerjik olup olmadığının değerlendirilmesidir.
Bu değerlendirme yapıldığında çok şaşırtıcı sonuçlar görülecektir.
Dikkat edilirse, görünüşte aynı şikâyet olan farklı hastalarda, rahatsızlığın şiddet ve seviyeleri çok farlılık göstermektedir. Örneğin:

  • Çocuğun, omurga yapısının gelişimi veya yetersizliği,
  • Bağışıklık sisteminin güçlü veya zayıf olması,
  • Kulak-burun-boğaz yolları ile sinüslerin genel durumunun iyi veya problemli olması,
  • Beyin kan ve oksijen dolaşımının yeterli olup olmaması,
  • Bağırsakların çalışmasının düzenli olup olmaması,
  • Alerjik rahatsızlıklarının olup olmaması,
  • Havale veya nöbet olup olmaması,
  • Sık sık antibiyotik, kortizon ve epilepsi ilaçları kullanıp kullanmaması vb. hep farklılığa sebeptir.

Hastaların hepsinde bu şikâyetlerden en az birkaçı olmaktadır.
Örneğin çocuğun sinüsleri tıkalı ve iltihaplı durumdaysa, sinüsleri yeterince havalanmayacağı için burun tıkanıklığı, gece horlaması veya uykuda nefes zorlanması, hırçınlık, stres ve beyin oksijenlenmesinde yetersizlik oluşur.
Beyin yeterli oksijen ve kan alamadığından vücut üzerindeki kontrolü de yetersizleşir.
Buna bağlı olarak çocukta, kaslarında zayıflık, denge problemi ya da sinir iletimlerinde aksaklıklar oluşur.
Medikal tıp bu durumlarda hastaya yeterli yaklaşım sunamazken, akupunktur ve lazer akupunkturu tedavisi ile bu durumlardaki vakalara çok daha ileri seviyede çözüm sunulabilmektedir.
Lazer akupunkturu destekli yapılan tedavilerdeki başarı oranı da haliyle yükselmektedir.
Çünkü akupunktur ve lazer tedavisi beyin oksijenleşmesini arttırarak beynin, vücudun tüm organ ve dokularına doğru komutlar vermesini sağlıyor.
Bu çocukların en temel problemi olan bağışıklık sistemlerini güçlendiriyor.
Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlıyor.
Hormon ve enzimlerin daha dengeli salgılanmasını sağlıyor.
Kabızlık problemlerini ortadan kaldırıyor.
Beyin ve bağırsaklardan serotonin adı verilen hormon salgılatarak bünyenin aktif, dinamik ve zinde kalmasını sağlıyor.
Beyinden endorfinleri salgılatarak ağrı kesici etkileri ortaya çıkartıyor.
Karaciğer ve böbrekleri uyararak vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlıyor.
İlaçların vücutta oluşturduğu yan etkilerin giderilmesinde oldukça faydalı oluyor.
Lokal olarak tüm kasların kanlanmasını arttırarak o kaslara oksijen girişini hızlandırıyor. Kasların koordineli çalışmasını sağlıyor.
Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için vücudun bakteri ve viral enfeksiyonlara yakalanmasını önlüyor; yakalanmada da direnci arttırarak kolay atlatılmasını sağlıyor.
Vücudun tam ve koordineli şekilde çalışmasını sağlıyor.
Doğal bir tedavi yöntemi olduğu için yan etkisi bulunmuyor.

Akupunktur ve lazer tedavisi uygulayabileceğimiz hastalıklar:

  • Cerebral Pals ( Sapastik engelliler )
  • Otizm
  • Rett Sendromu
  • Down Sendromu
  • Mental Reterdasyon ( Zihinsel Engelliler )
  • Dikkat Dağınıklığı ve Öğrenme Güçlüğü
  • Hiperaktivite
  • Hipotoni (Kas Zayıflığı ve Gevşekliği)
  • Distoni (İstemsiz Kas Kasılması)
  • Musküler Distrofi (Kas Hastalığı)
  • Spina Bifida ( Meningeomiyolesel )
  • Seröz Otitis Media (Orta Kulak İltihabı)
  • Epilepsi (Havale)
  • Davranış Bozuklukları ve Psikolojik Problemler
  • İşitme ve Konuşma Engelliler
  • Jüvenil Romatoit Artrit ve Romatizmal Hastalıklar